… Akşam olmuştu, yine hüzün vardı sokaklarda, bir genç kız yürüyordu sahile doğru adımları sert ve acelesi var gibiydi.
Elleri gözlerinde galiba ağlıyordu evet evet ağlıyordu bir banka oturdu denize bakarak hıçkıra hıçkıra ağlıyor sokağın zalimliğine aldırış etmiyordu…
Uzaktan sağa sola yıkıla yıkıla yanına serseri birisi geldi ve kıza sarkıntılık etmeye başladı…
-Oooo başörtülü kızlarda sokalar da geceleri güzelim gel evime gidelim seni mutlu ederim hahahaha
-Git başımdan defol dedi kız..
-Hadi be güzelim gezelim eğlenelim
adam çakıyı çıkartıp ya benimle gelirsin yada canını alırım dedi . Kız ALLAH diyebildi… Allah’ım yardım et SEN ki zorda kalanların feryadını duyarsın DİYOR ve ağlıyordu..
Önceden beri izlemekte olduğum kız zor durumdaydı koşarak yanına gittim az kalsın adam kızı öldürecekmiş
-Defol git be adam işin mi yok senin Elindeki çakıyı bana doğru tutarak saldırmaya başladı. Kavga etmeye başladık sarhoş adamla elindeki çakıya tekme attım çakı denize düşü verdi yumruklaşmaya başladık tekrar burnuma bir yumruk indirdi kanamaya başladı bu sefer nefsim devreye girdi hiçbirşeyi gözüm görmüyor adamı linç ediyordum baktım ki adam topuklamış kaçıyor…
-İlk defa ogün geç vakitte dışarı çıkmıştım misafirliğe gitmiştim ALLAH’ın hikmeti buya böyle bir olay başıma geldi…
Kız bana kağıt mendil uzattı burnunuz dedi alıp burnumu ve patlayan dudağımı sildim
acıyla birlikte sert bir çıkışla
-Ne işiniz var burada bu saatte gençbir kızın evinde olması gerekmiyor mu?
-Kalkın evinize gidiyoruz sizi evinize götüreyim ..
-Hayır gitmem o eve gitmem diyor ve ağlıyordu genç kız,haline baktığınız zaman hanım efendi bir üslubu vardı.. Giyinişi İslami ve tam tesettürlü bir hanım kızdı.
-Neden peki neden gitmek istemiyorsunuz evinize…
-Ailem dinimi yaşamamı istemiyor bana genç kızsın gez eğlen diyorlar. Namaz kılmama ve ibadetim onlara zor geliyor başını kapat ama kocakarılar gibi bol giyinme pantolon giy genç kızlar hep giyiyor sokaklarda görüyoruz kızım tesettürlülerin çoğu pantolon dar bluz giyiyor sende onlar gibi giyin onlar gibi makyaj yap onlar gibi kaşını al güzel ve modern ol diyor…
Ona da karşı çıkardı ama annem çevredeki kişiler ne güzel kızın var başı kapalı diyormuş oda buna gururlanıyormuş.. Nedenini daha hala anlamış değilim tek bildiği annemin baş örtüsü kuranda varmış diyor ondan olsa gerek..
-Olmaz İstanbul sokakları gece evinizden daha kötü kardeşim kalk evine gidiyoruz kalk hadi dedim burnum ve çenemdeki acıyı unuttum resmen bu kızın durumu karşısında..
-Peki beyefendi peki dedi..
-Ya siz gelmeseydiniz ben şimdi ne olurdum size de güvenemem ama başka çarem yok buna evim uzakta nasıl çıktığımı bilmiyorum evden..
-Gülümsedi genç adam haklısınız dedi bu devirde Müslümanlık ikinci plan insanlık ölmüş nerde bir düşkün var ona sataşır oldu millet Müslümanlık hepimizde dudakta kalmış kalbe inmiyor…
Müslümanlık yardımlaşma dayanışma demek nerde dayanışma, nerde insanlık, genç kızların durumu genç erkeklerin durumu içler acısı dinimizi okuyan azaldı sokaklar podyuma döndü caddeler et pazarı bazıları kasap dükkanında ki satılık etler gibi vücudunu teşhir ediyor açık saçık midem bulanıyor her eti yiyen bir köpek olduğu gibi onları da yiyen köpekler elbet çıkıyor kardeşim sen merak etme benden sana zarar gelmez ben köpek değilim kendince Müslümanım Allah’a hamd olsun…
-Tamam beyefendi zaten size güvenmekten başka çarem yok hem siz ALLAH’a ettiğim duamsınız??
-Estağfirullah kardeşim sadece misafirlikten geliyordum bir arkadaşımın yanından şöyle sahilden gideyim dedim beni götürmek istediler araba ile bende biraz yalnız kalmak düşünmek istedim bu güzelim İstanbul’un denizini ve manzarasını izlemek temaşa etmek hayal kurmak ve YARADAN’ın bizi ne güzel yarattığını anlamak için çıkmıştım..
-Sizi bir arabaya bindireyim bir işiniz olursa telefonum ve adresimi yazıp vereyim sıkıntıya düşersen ararsınız yardımcı olurum, buyurun adresim ve numaram yazılı adım ABDULLAH..
-Sağol beyefendi çok sağol hakkınızı nasıl öderim
-Dua ederek dua ederek dedi ve gülümsedi ABDULLAH
Abdullah kendine yakışır bir şekilde araba durdurdu parayı ödedi taksiye ve evine kadar götürmesini istedi taksiciden taksicinin kartını istedi. Çünkü merak ediyordu kızı..
-Kız hüzünlü bir şekilde geriye masum bir şekilde gözleri nemli nemli beni nereye gönderiyorsun der gibiydi resmen ama evine gitmesi gerekti çünkü yabancıydı Abdullah ve tanımıyordu bile bindi arabaya kız ve gitti içi rahat değildi Abdullah’ın acaba gitti mi keşke onunla bende gitseydim ben bıraksaydım evine Dedi…
Evine gelmişti Abdullah önce burnuna ve dudağına pansuman yaptı yarın okula giderken arkadaşlar dalga geçecekleri kesindi ama o bunları düşünmüyor aklı kızın durumundaydı ..
Taksiciden aldığı kart aklına geldi ve taksiciyi aradı abi bir kız binmişti arabaya evine bıraktınız mı? Acaba, dedi.
Evet oğlum bıraktım peki abi sağolasın ALLAH razı olsun..dedi taksiciye Abdullah
-Abdest aldı namaza durdu namaz bittikten sonra secdeye giderek dua etti Abdullah ya ilahi Ya ALLAH sen noksan sıfatlardan münezzehsin SEN ki her zorda kalana yardım edersin sen o arkadaşımıza ve tüm o arkadaş gibi olanlara yardım et bu zorlu imtihanında ona ve tüm inananlara yardım et diyor ve günahları için saatlerce başını secdeden kaldırmıyordu Abdullah hıçkıra hıçkıra ağlıyordu secdede neden ağlamasındı ki yaradan onca nimet vermiş ve şükrünün çeyreğini bile edemiyordu.
Duadan sonra yatağına uzandı ve uykuya daldı yorgundu ve düşünceliydi o kalbi güzel insan ABDULLAH o adı gibi ALLAH’A gerçek bir kuldu..
-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
O kız evine varmış annesi babası sitem etmişti.
-Nereye gittin neredesin bu saate kadar ha gerçi hiç bize karşı gelmezdin bu hoşuma gitmedi değil hani biraz burnun sürtülürse akıllanırsın belki, belki yobaz olmazsın koca karılar gibi giyinmezsin bol bol anlamıyorum seni, ne var diğer kapananlarda örtülülerde AZRA adını AZRA koydum günahsız kız çocuğu manasında ama ben bu şekilde değil yaşıtların gibi yaşamanı istiyorum demişti annesi.
Ve Azra günahsız bir genç kızdı evet yatağına girdi ağlaya ağlaya ALLAH’IM yardım et dedi gece yarısı evinden kaçmasının sebebi de annesinin ve babasının bağırıp çağırmasıydı ibadetlerine karışması annesinin pardösü ve kitaplarını yakmasıydı ne yapacağını bilememişti Azra ve dışarı çıkıp otobüse binmiş otobüsten iner inmez ağlaya ağlaya sahile koşmuştu acısının biraz azalacağını düşünmüştü.
Ama şimdi hatasını anladı şeytanın ve nefsin galeyanına gelip evden çıktığını bir genç kızın evinden çıkmaması gerektiğini düşündü ya o adam yani Abdullah Bey olmasaydı ne yapacaktı, şimdi belki bir çıkmazda olacaktı veya ölecekti bu onun için bir imtihandı ve sabretmeliydi herşeye bu zor olsa da bu onun bir sınavıydı bu sınavı başarı ile geçmek için çalışmalı, azmetmeli ve başarmalıydı.
Kendine gelmişti Azra artık ağlamıyor ALLAH’ın verdiği nimetler karşısında şükür ediyordu..
uykuya daldı yorgun ve ağlamaklı gözleri…
…ve sabah ezanı ile açtı gözlerini lavoboya doğru yürüdü kollarını sıvazladı geriye doğru bismillahirrahmanirrahim dedi ve sabah namazı için abdest almaya koyuldu abdestini alıp odasına gitti annesi ve babası sabah top atsan uyanmazdı zaten abisinin de evde olup olmadığı belli bile değildi bazen içer içkili gelir bazen de hiç gelmezdi babası gençtir olur böyle şeyler deyip yatağında rahat uyuyabiliyordu…
Azra odanın kapısını kilitledi ve namaza durdu huşu ile namazını kıldı Tadili erkana çok dikkat ederdi namaz kılarken, başörtüsünü namaza durmadan önce beyaz ve omuzlarına dökülen bir örtü takıyordu başına namaz kıyafetleri ayrıydı ve en güzel elbiselerini giyerdi her namaz vaktinde ..
Güneş doğmaya başlamış ama o namazda duasını bitirdikten sonra eline aldığı kitabı okumak için can atıyor vaktin geçtiğinin bile farkında olmuyordu..
annesi kapıyı çaldı ;
-Hey Azra hadi kalk miskin miskin yatma kahvaltıya yardım et
-Azra gülümsedi tamam anne dedi.
-kapıyı açtı kahvaltıyı hazırladı annesi ile birlikte
-Kahvalti yaptıktan sonra şöyle düşündü, dün çok kötüydü,
Aradan bu şekilde haftalar geçti,
AZRA Abdullah'a dua üstüne dua ediyordu, kendini yeni yeni toparlıyordu ilk iş tam teşekkür edemedigi Abdullah'a teşekkür etmek yardimini istemekti. ÇÜNKÜ bu devirde ilk defa böyle bir insan görmüştü Belki de ettiği dualar azrayı Bu olaylara sürükledi.
VE IÇTEN GELEREK ŞÜKÜRLER OLSUN DIYORDU AILESININ YAPTIĞI ZULUMLERE DAHA FAZLA DAYANAMIYORDU.
Azra herşeye ve herkese rağmen yılmayacağım diyordu çünkü doğru buydu ve bunu biliyordu asla vazgeçmemeli idi ne olursa olsun ALLAH'ı çok seviyordu.
Çünkü ona bağlı idi biliyordu ki bu hayatta en çok onu seven Rabbi idi bunun farkında idi dua ediyordu ailesi için biliyordu dua her kapıyı açar.
Göz yaşları içinde Rabbinden istiyordu herşeyi ve Rabbi onu yanlız bırakmıyordu dualarını kabul ediyordu kaç kez anne ve babası ölümle burun buruna gelmişti, Bir trafik kazası geçirmişlerdi.
Onlar ALLAH'ın göstermiş olduğu bi işaretti aslında ebedi değilsiniz uyanın artık demek istiyordu.
Ama onlar o kadar gaflete düşmüşlerdiki görmüyorlardı hiç birşeyi.
Ne yapsın Azra eli yüreğinde yaşamak en çok değer verdiği insanların RABBİNe asi olmasına dayanamıyordu.
seviyordu Rabbini bu yüzden önüne engeller çıksada vazgeçmiyordu.
Birden Haftalar öncesi geldi aklına ne olursa olsun kendi kendine karar verdi artık gece dışarı çıkmayacaktı Azra...
Aklına Abdullah geldi sahiya Abdullah abi dedi iç geçirerek.
Ona doğru dürüst bi teşekkür dahi etmemişti ama aramaktan çekiniyordu ya yanlış anlarsa diye korkuyor ama teşekkür etmek istiyordu.
Çünkü bu güne kadar kimse ona yardım etmemişti herkes onu nasıl dinden soğutmayi düşünürken sadece o yardım etmişti ve dünyada iyi insanların da olması Azra'yi mutlu etmişti bütün cesaretini toplayıp aramak istiyordu.
Ve nihayet eline telefonu aldı numarayi çevirdi. Selamün aleyküm ben Azra dedi. Abdullah da onu merak ediyordu keşke bi arasa diyordu çünkü ilk kez böyle biri ile karşılaşmıştı RABBİ için ailesi ile mücadele eden birine daha önce hiç raslaMAmiştı. Nasılsınız dedi Abdullah şimdi daha iyiyim geçen hafta için size teşekkür etmek istedim RABBİm razı olsun sizden.
Îslamı yanlız yaşamak zor geliyor bazen düşünmeden hareket ediyorum ama kararlıyim bi daha ne olursa olsun gece dışarı çıkmayacağım. Bir anlık gaflete dalmışlıgim beni sokağa itti.
Abdullah bunu duyduğuna sevinmişti ona yardım etmek istiyordu.
Zaten hep yardım severdi Abdullah çevresinde ona gıpta ile bakarlardi herkes Bilhassa eşi evet Abdullah evliydi önceden bir işi vardı çalışıyordu kıt kanaat yetiyordu çalıştığı para eşi zeynep onu hep okuması için ikna etmeye çalışıyordu başarmıştı da . Sen hiç maddi şeyleri sıkıntı etme bey Allah bize rızkımizi verir diyordu. Biz insanlara yararlı ve faydalı olmak için okumaliyız kitap olsun okul olsun okumaktan asla vaz geçmemeliyız diyordu. OKUMAYAN MÜSLÜMAN DÜŞMANIN EKMEĞINE YAĞ SÜRER ONLAR bizi cahillikle suçlar bu sayede diyordu haklıydi zeynep .
Okulda okumasa bir müslüman haftada bir kitap okumaliydi. Bizi okumaktan soğutan batı etkisinden kurtulmaktı hedef ışte o yüzden evinin direği olan Abdullah'in okumasini istiyordu .
Çünkü toplumun eşi gibilere ihtiyacı vardı.
Abdullah Azra ile karşılaştığı sıralarda eşi annesinin evine gitmişti bir hafta önce annesi rahatsızlanmış onu yalnız bırakmayıp hayır duasını almak için hemen koşmuştu zeynep.
Abdullah yalnızdı haftalardır Azrayı düşünüyor ne yapar kızcagiz acaba diyor kendini alamıyordu.
Azra Abdullah'i aramış konuşmuşlar o karanlıktan kurtaramak için ona bi arkadaş bi dost lazımdı.
Konuşurken şu muhabbet geçmişti aralarında bir müslümana yakışan güzel hoş bir sohbet herşey dinimiz için di çünkü.
Abdullah şöyle dedi
-Eğer istersen sana eşimin numarasını vereyim onunla konuşun görüşün size iyi bir dost olur çok iyidir Allah ondan razı olsun ismi zeynep dedi.
Abdullah çok seviyordu eşini ve onun Azra ya yardım edeceğine inanıyordu.
-Çok isterim. dedi Azra yanlız tek başıma yaşamak zor.
Birdost bi arkadaş olsa daha iyi olur dedi.
Numarayi aldı ve teşekkür edip telefonu kapattı.
Heyecanla hemen numaraları çevip Zeynep'i aradı ben Azra dedi. Zeynep Azra nın aramasını bekliyordu çünkü Abdullah ona olanları anlatmıştı. Çok anlayışlı bir kadındı zeynep eşine güveni tamdı
Bir yerde buluşup konuşalım dedi Zeynep.
Azra olur dedi zeynep'le buluştular. Azra Zeynebi görür görmez içini bir huzur kapladı çünkü duruşu ve tesettürü ile tam bi müslüman kadın profili çiziyordu.
Böyle tesettürlü kadın ilk defa görüyordu bol geniş gösterişsiz bir kiyafet baş örtüsü omuz ve yakasını örtmüş nurani bir yüz makyajdan uzak bir sadelik. Çünkü toplum artık değişmiş gerçek tesettür bu kadar gayret uyandiriyordu Azra'da kendi de kapalı olmasına rağmen orda burada gördüğü tesettürdü ışte topuz yapmış vs şeyler giymisti, yanlisini anlamaya başlamıştı daha görür görmez.
Oturup uzun uzun konuştular Azra artık daha mutlu idi saatlerce konuştular ve akşam olmuştu sohbet o kadar güzeldi ki bitsin istemiyordu Azra.
Zeynep onu evine davet etti annesinin yanından gelince gelmesini istiyor du Azranın.
Birgün inşallah gelirim dedi Azra artık mutlu idi yanlızlıktan kurtulmustu yanlız değildi artık. Ondan sonra Azra ve zeynep sıksık görüşmeye başladılar Haftalar aylar seneler geçmişti Azra artık üzülmüyordu yanlış ben değilim ben doğru olanı yapıyorum diyordu ve yapmıştıda. Abdullah gibi dini bütün bir insanla evlenmiş Hayatı tam bir islam esenliğinde geçiyordu.
Hayatta herşey insanın istediği gibi olmuyor bunu biliyordu ve ailesi için dua ediyordu çünkü onu dini kabul ettiği için istemiyorlar dışlıyorlardı hala annesi Ona inanmış onun yanında olmaya karar vermişti çünkü çook düşünmüş annesi de ve Islam'in hak olduğuna kızının yaptigina hak vermişti.
Babası için yapacak birşey yoktu çünkü güveniyordu Rabbine bi gün mutlaka duaları kabul olacaktı buna inanıyor ve sabırla o günün gelmesini bekliyordu...
Bir çocuğu oldu Azra'nin babası tüm ailesi hastanede idiler. Babası torunu karşısında gördü ve kucağına alinca dedi ki yıllarca çook düşündüm Allah'im yıllarca yaptığım eziyet kalmadı kızıma, Böyle tatlı bir güzelliği ancak sen verirsin şu tatlı şeker bebek tüm azalari tam doğuyor. Ve ona aglama gücü veriyor nefes almasını sağlıyorsun Senin gücün sonsuz Rabbim Artık herşeye tövbe diyordu babası.
Azra yatakta yatarken ağlıyor. Babasıda hiçkiriklar içinde kizina sarılıyor affet kızım diyordu odadan tüm ailenin mutluluk göz yaşları ahenkle esiyor ve kulaklara hoş bir seda veriyordu...
Sonunda yapılan dualar kabul olmuş Azra'da bu zorlu imtihandan başarı ile geçmişti bir gün bile isyan etmemiş Hakk'tan hiç vaz geçmemişti.
Çocuk doğduktan kısa bir süre sonra Azra bayılmış ve hastaneye kaldırılmış tahliller sonucu kanser tespiti koymuşlar. Çocuk olduktan sonra şiddetli ağrıları olmasına rağmen eşi ve ailesi üzülmesin diye geçer birşey dokunmuştur deyip gelistirmış hep.
Yoğun bakımda yatıyor her nefeste sahadet getiriyor gücünü iyice zorluyor öksürük içinde Mevla'ya kavuşacağı ani bekliyor herkes yanında idi oğlu Abdullah babası sadullah amca annesi kocası kardeşi Abdullah ve onun eşi zeynep.
Arkada bıraktığı mirasa baktı ve gülümsedi azra Güçlükle hakkınızı helal edin dedi.
zira caresiz hastalıktan ölen şehitti. ALLAH sevdiği kullari bu mertebeye ulaştırırdı.
Artık azra son nefsini veriyor yüzünde hoş bir tebessüm ve dilinden şu kelime çıkıyor Rasulullah Efendimiz beni bekliyor odayi hickirik sesi kaplıyor herkes ağlıyor.
Artık azra Sevdiğine kavuşmak için Kelime'i sahadet getiriyor yüzünde bir tebessüm sanki cenneti görüyor ve eşhedüenlailâheillallah ve eşhedüennemuhammeden abduhuveresulüh... diyerek SEVDIĞINE KAVUŞUYOR ......
YAZAN:
MUSTAFA KUŞ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder